;

İBRAHİM PAŞA (Damad) ÇEŞME VE SEBİLİ (H.1138- M.1720)

Şehzadebaşı’nda Şehzadebaşı ve Dede Efendi Caddelerinin bitiştiği yerde köşede bulunan sebil ve çeşme, Damad İbrahim Paşa’nın Darülhadis, Medrese ve kütüphaneden oluşan külliyesinin birer parçasıdır.

Sebil tam köşede yuvarlak cephelidir. Mermer sütunlarla ayrılmış beş penceresi vardır. Pencerelerin şebekeleri dökme demirden olup, baklava şeklinde motiflerden vücuda getirilmiştir. Ortalarında kabartma bir güneş, üst kısımlarında ise lale motifleri görülmektedir. Her birinin altışar su verilecek yeri vardır. Pencerelerin altı mermerden olup, bezemeli pantolonlardan vucud bulmuştur. Tamamı stalâktitli bir kornişle çevrilmiştir. Kurşun kaplı kubbesinin etrafında geniş bir saçak göze çarpmaktadır. Bu saçağın altında bir kaç sıra stalâktitlive stilize edilmiş bitki motifleri ile süslü kornişler vardır. Sebilin kitabesi her cephede bir beyit olmak üzere şebeklerin üst kısmına ve çok sanatlı sütun başlıklarını arasına yerleştirilmiştir.

 

Bu kitabenin tarih beyti şöyledir:

“ Kıldı reyyan cûd-i İbrahim Pâşâ âlemi”

 

Çeşme ise sebilin yanında ve Dede Efendi caddesi üzerindedir. Kesme taştan klâsik tarzda yapılmıştır. Cephesi kabartma burmalı iki ince sütunla sınırlandırılmıştır. Sivri kemeri ortasındaki küçük, köşe boşluklarında büyük olmak üzere daire şeklinde üç gül olmak üzere süslenmiştir. Ayna taşında kabartma laleler bulunmaktadır.

Çeşmenin bir saçağının hemen altında, diğeri sivri kemerinin içinde, Çiçek motifleriyle süslü bir panonun altında olmak üzere iki kitabesi vardır. Yukarıdaki kitabe hem yüksekte kalmış, hem de karamış ve kirlenmiş olduğundan okunamamıştır. “İstanbul Çeşmeleri”’nde şair Raşid’e ait manzumenin tarih şöyle kaydedilmiştir.

 

“ Zebân-ı lûlesi dir teşneye târih içün Râşid”

“ Su iç bu çeşme-i Dâmad İbrahim Pâşâdan”

(1133)

Şair Tâibe iat ikinci kitabe dört kıtadır ve şöyledir:

 

“ Şahinşah-ı mekârim-pişe Ahmed Hân-ı Gazinin”

“ Vezir-i A’zamı Dâmâd-ı ali-kader-i zi-şanı”

“ Ebül-hayr-i nizam-ı âlem İbrahim Pâşânın”

“ Reh-i Hakda revân oldu zülel-i feyz-i ihsanı”

“ Güzel buldu suyun mecrâ-yi aynı mekremet hakkaa”

“ Olunca böyle olsun âdeme tevfik-i rabbâni”

“ .....bir nâmı kaldı dilde anacak çeşme-i Hızrın”

“ Ki icrâ eyledi bu çeşme hükm-i âb-ı hayvanı”

“ Sebîli had bakılsa bir içim su ve letâfetde”

“ Safâda selsebîl-i bag-ı cennet dinse erzânı”

“ ....zât-ı pâki mevrid-i hayr-i hisân olsun”

“ Ola peyveste yârî lütfi B3ar-i avn-i yezdan”

“ ...su gibi ezberleyip bu beyt ile herkes”

“ Disünler Tâibâ târihini gördükce atşân”

“ Zülâl-i birr-ü ihsânından İbarhim Pâşânın”

“ İçüp şâd eyleyin ervah-ı utaş-ı ehl-i imânı”

(1133)

Çeşmenin suyu akmamaktadır.