KAPTAN-I DERYÂ, SADRAZAM, CEZÂYİRLİ SÂZİ HASAN PAŞA ÇEŞMESİ ( H.1195- M.1780)
KAPTAN-I DERYÂ, SADRAZAM, CEZÂYİRLİ SÂZİ HASAN PAŞA ÇEŞMESİ ( H.1195- M.1780)
Kasımpaşa’da, Nalıncı Yokuşu’nun kesiştiği köşede, Değirmen Arkası Sokağı üzerinde zamanında meydan çeşmesi olarak yapılmış bir çeşmedir. Haznesi taş ve tuğla karışımı olarak yapılmış olup bugün üzeri düz çatılıdır. Mermer cephesi’nin üzerinde dışa taşkın bir saçak vardır.
Köşeleri kıvrımlı yuvarlak kemerli cephe nişinin üst kısmında, dikdörtgen çerçeveli bir pano içersinde şair Safî tarafından yazılmış kitâbe yer alır. Celi sülüs hat ile yazılan kitabe, dört satırda sekiz beyit olarak mermer üzerine hakk edilmiştir. Hattatı Ömerü’l-Vasfî kitabenin altında belirtilmiştir.
Kitabe panosunun orta kısmında üst üste yerleştirilmiş iki adet vazonun içersinden çıkan çiçek motifleri bulunmaktadır. Panonun üzerinde, ortadaki büyük yanlarda küçük olmak üzere, stilize edilip, kabartma olarak yapılmış üç adet fener motifi mevcuttur.
Çeşmenin ayna taşı, iç içe kademeli olarak dizilmiş niş kemerinin formunu tekrarlayan sıra kemerlerle bezenmiştir. Dıştaki kemerin kilit taşında akantus yaprağı motifi, içteki kemerde ise, istiridye kabuğu motifi ile altında akantus yaprağı motifi birlikte kullanılmıştır. Köşelerinde birer fener motifi yer alır.
Musluk bölümü, akantus yaprağı ve kıvrık dalların süslediği silmeli bir kemerle belirlenmiştir.
Günümüzde çeşmenin teknesi, seki taşları ve musluğu sağlamdır. Tamir gören çeşme, şehir suyuna bağlı olarak akmaktadır.
Çeşme cephesinin sağ tarafında, hazne duvarı üzerine monte edilmiş olan bir levhada:
“ Ber-müceb-ü vakfiye bu cephede
saka gediği yoktur.”
Çeşmenin kitabesi şöyledir:
“ Eyledi bu çeşmesârı müslimine yâdigâr”
“ Kapudan Gazi Hasan Paşa vezir-nâmdâr”
“ Nef-i sâri hayri câri itmeğe sa’y eyleyüp”
“ Buldu zemzem gibi bir âb-ı lâtif-i hoşgüvar”
“ İçene sahhâ ve icrâ idene ecri cezîl”
“ Sâhib-ül-hayri ide Hak devletinde ber-karar”
“ Katre-veş nokta döküp târihini Sâfi didim”
“ Çeşme-i mergub-ü ra’nâdır bu şehvâr-ı âb-dâr”
“ Ketbehû Ömerûl Vasfi”
(Sene 1195)