BÂLÂ TEKKESİ ÇEŞME VE SEBİLİ (H.1309- M.1891)
BÂLÂ TEKKESİ ÇEŞME VE SEBİLİ (H.1309- M.1891)
Silivrikapı’da birbirine dikey olarak kesişen Tekke Maslağı ve Bâlâ tekkesi sokaklarının teşkil ettiği üç yol ağzında camii, tekke, türbe, çeşme ve sebilden oluşan manzumenin bir parçası olan çeşme ve sebiller hakkındaki izahat “ İstanbul Ansiklopedisi”’nden, Ekrem Hakkı, Ayverdi’nin yazısından alınmıştır.
“ Bâlâ manzumesinin en güzel parçası sebil ve çeşmelerdir. Arkadaki tek katlı bir bina saçaklarının gölgelediği bu serâpa mermer eser küçük bir âbidedir. Müstesna bir tecanüs arzetmez, fakat çok sıcak ve samimidir. Su, bundan daha güzel bir şekilde sunulamaz. Uzaktan, bilhassa sıcak yaz günlerinde, evvela göz ile ferahlık, serinlik duyulur. Saçağa kadar mermer kaplı ortasında şemsiyeli bir tuğranın süslediği, onsekizinci asır üslubuna kaçan,renkli kakma taşlarla müzeyyen, ortası hafifi göbekli, büyük bir yalaklı bir çeşme vardır. Bu büyük çeşmenin sağ ve sol mermer duvardan hafifçe kabarmış basit kitabeli 6 kora çeşmesi vardır. Bunların yalağı müşterek, zeminden aşağıya bir oluktan ibarettir. Bunlarında sağ ve solunda dorik başlıklı sütunlara müstenit yarım müseddes çıkıntılı iki sebil vardır. Sebil parmaklıkları dökme demirden ve Sultan Hamit devrindeki binalarda görülen dairevi göbekli çubuklardan ibarettir. Sebilin kenarından başlayıp diğerlerinin kenarına kadar uzanan bir kuşak kitabe bütün saçak altını kaplar.
Çeşmenin sağında ve solunda celi sülüs ile yazılı” Ve cealna minel mail külle şey’in hay” ve “Ve sekahüm Rabbihüm Şeraben tahura” Faik imzası ile 1309 (1891) tarihini taşımaktadır. Çeşmenin üzerinde on beyitlik bir tarih kiatbesi de çeşmenin Şeyh Mehmed Sadeddin ve Şeyh Said Ali Efendiler tarafından yaptırıldığını göstermektedir. Talik yazısı o devrin şeçkin hattatlarından Üsküdarlı Ali Rıza tarafından 1309 (1891) yazılmıştır.
Bu tarih kitabesinin metni şudur:
“ Gel oku besmele iç çeşmeden bir âb-ı ruh-efza”
“ Dahi elhamdülillah söyle eyle sünneti icrâ”
“ Mükemmel oluyor hamd-ü senâ veche has evzânde”
“ İde Hak illet-i atşa şifâ ender şifâ itâ”
“ Çehârem kadını Abdülmecid Hanın Pereatü nam”
“ Kim anı bâis itdi böyle hayre Hazret-i Mevlâ”
“ Bu hayre maksadı feyz almalıdır rûh-i azizinden”
“ Yapub bu çeşme-i ayn-i mürüvvet eyledi icra”
“ Sebil ile muvakkithane zeyn itmiş cenanheynin”
“ Bu himmet eylemez mi zülcenaheyn olduğunu imâ”
“ Okunsun Fâtiha rûh-i mukaddeslerine pîrin”
“ Cenâb-ı Hacı Şeyh Ali mürşid-i dil-deryâ”
“ Bu hayratın delili Şeyh Mehmed Sa’deddin oldu”
“ Kim odure post-nişîni dergeh-ı Bâlâ dil-ârâ”
“ Şehid-i Kerbelâ aşkında câri selsebil âsâ”
“ Kim içe bu duayı eylesün bâisîne ifâ”
“ Revan Şeyh-i merhumu idüp müstagrak-i rahmet”
“ Muammer eylesün bâislerin de Rabb-i bî-hemtâ”
“ Kâlender kaldırup yed sû-yi Hakka yaz bu târihi”
“ Su iç mâi hayâtın aynidir bu çeşme-i Bâlâ”
(1309)
Çeşmenin üstünde bir bayraklı tepelik ortasında ikinci Sultan Hamit’in 1309 tarihli tuğrası vardır. Sultan Hamid zamanında yapılan bu manzumenin orta çeşme motifinde elli sene evvelki camii üslubunda uyulduğu halde yanlarındaki sebilller Sultan Hamid devri esaslarını taşır.